olgun sekreter

Bu yıl Hukuk Fakültesini bitirdim ve çok yaşlı bir avukatın yanında staj yapmaya başladım. Eğer tamamlayabilirsem ben de avukat olacağım. Patronum, şehrin en tanınmış ve her halde en çok kazanan avukatı. Onun yanında stajyer olmak bile bir ayrıcalık sayılabilir. Yazıhanemiz, geniş, birbirine geçmeli üç oda halinde ve çok lüks döşeli… Dedim ya, patronumuz çok iyi kazanıyor… 46 yaşında, evli ve üç çocuk annesi bir sekreterimiz var. Sakın böyle söyledim diye yanılmayın, epeyce gösterişli ve güzel bir kadındır o Staja başlayalı yaklaşık bir ay kadar oldu. İlk günlerde fazlaca dikkatimi çekmemişti ama, gün geçtikçe sekreterimizin bana daha samimi davrandığını fark ettim. Her hareketini dikkatle izliyor, göz ucuyla da olsa kaçırmamaya çalışıyordum. Patronun şehir dışında olduğu bir gün, sekreterimiz gayet dekolte bir kıyafetle işe gelmişti. Üzerindeki kürk mantoyu çıkarınca, omuzlarını açıkta bırakan, askılı bir bluz ve kısa, yırtmaçlı eteği ortaya çıkmıştı. Ne de olsa erkeğim, hemen dikkatimi çekti. “Üşümüyor musunuz?” diye laf attım hınzırlığına. İri, çok anlamlı gözlerini bana dikip, “Birazdan ısınırım” dedi. Bir ara yazı yazdırmak için odama çağırdığımda, sürdüğü parfümün baş döndürücü kokusu odayı kaplamıştı. O daktiloda söylediklerimi yazarken, “Çok güzel kokuyorsunuz” dedim. “Öyle mi?” diye memnun bir şekilde gülümsedi. Aniden yerimden fırladım, kapıyı kilitleyip, telefonu fişten çektim. Sekreteri yerinden kaldırdım ve iç odaya sürükledim, koltuğun üzerine bıraktım. Bütün bunlara hiç itiraz etmediği gibi, gülümseyerek izliyordu. Yanına oturunca dudaklarımız birleşti. Sağ kolumla belini arkadan sararken, sol elimle de bluzunun düğmelerini çözmeye başladım. Biraz sonra elim yumuşak teninin üzerinde gezinmeye başlamıştı. Sekreter de boş durmuyordu bu arada… Bir elini uzatmış, o da beni okşuyordu. Çok geçmedi, bir çırpıda soyunup kanepede yan yana uzandık. Bütün vücudunu karış karış öpmeye başladım. Yaşına rağmen çok güzel bir vücudu vardı… Daha sonra, ben yattım, sekreter beni öpmeye koyuldu. Bir an önce ona sahip olmamı istiyordu. Açıkçası, hemen orgazm olacağımdan korktuğum için hemen başlamak istemiyordum. Oyalanıp duruyordum ama, sekreter yalvarmaya başlamıştı. “Dayanamayacağım, ne olursun gel artık. Doyasıya sevişmek, seni içimde hissetmek istiyorum…” diyordu… Doğruldum, pantolonumun cebindeki prezervatifi almak istedim. Elimdekini görünce engelledi beni. “Hiç gerek yok ona. Kendini bırak ve zevk almaya bak… Beni düşünme” dedi. Ben de böylesinin daha iyi olacağını düşünerek bıraktım. Usulca yere, halının üzerine uzandı. “Hadi gel artık” diye seslendi. Üzerine uzandım ve yerleşmeye başladım. O sırada duvarda asılı büyük aynadan haberimiz yoktu. Ben bu pozisyondayken sekreterin gözüne ilişti ayna… Sanki seks filmi çeviriyorduk. Çok uzun sürmedi, ikimiz de çıkmıştık zirveye… Heyecanımızı yenememiştik… Kalkıp giyindik, etrafı düzelttik. Karnımız müthiş şekilde acıkmıştı. Söylediğim kebaplarımızı yedikten sonra bir saat kadar dinlendik. Ancak, dinlenip karnım da doyunca, ben de yine istek belirmişti. Sekretere bunu söyleyince, “Vay yaramaz vay” diye gülümsedi. Kapıları kapatıp tekrar yan odaya geçtik. İlk önce ben onu, sonra da o beni soydu. Tamamen çırılçıplak kalınca aynanın tam karşısında yerimizi aldık. Ne yapacağını çok iyi biliyordu. Öne eğildi ve elleriyle dizlerini üzerine çöktü. Yuvarlak kalçalarını aynada izliyor, hemen arkasında kendimi görüyordum. O da benim gibi seyrediyordu kendi görüntüsünü… Bu manzara ikimiz de heyecanlandırmıştı yeniden… Sekreter, kocasının eve getirdiği dergilerde gördüğü pozisyonları denememizi istedi. İtiraz edecek bir neden olmadığı için “Tabii” dedim… En sevdiği pozisyonlardan birini yapıyorduk, üstelik kendimizi seyrederek… Çok geçmemiş, ikimiz de tükenmiştik yeniden. Başka pozisyonları bir daha ki sefere bırakmak zorunda kaldık. Eve gitme zamanı gelmişti. İkimiz de toparlanıp giyindik, etrafı düzelttik. Çok neşeli, sevinçli ve huzur doluyduk… Ertesi sabah, yaşlı patronumuz, dün bütün gün yazıhaneyi aradığını ancak, hiç kimsenin telefona cevap vermediğini söylediğinde, ikimiz birden, “Belki de telefonlar arızalıydı” diyerek durumu idare ettik. Artık patronun şehir dışında olduğu bütün günleri sekreterimizle sevişerek değerlendiriyorduk… Ay sonunda patronum beni odasına çağırarak kalınca bir zarf uzattı. Merakla içine baktığımda, hak ettiğimden daha fazla bir paranın içinde olduğunu gördüm. Şaşırmıştım İtiraz edecek oldum ama, yaşlı adam konuşmama fırsat vermeden, “Ama çok yoruluyorsun, değil mi?” demişti. Kıpkırmızı bir yüzle odasından çıkarken, bir an duvardaki o kocaman aynaya baktım

Çapa escort
Çatalca escort
Etiler escort